O kadar garip günlerdeyiz ki, arkadaşlarıma, ailelere, işlere üzülmekten kendime olanların farkında bile değilim. Eve döndüğümde içimde kocaman bir balon varmış gibi hissediyorum. Patlatmak içinse yapabileceğim bir şey yok, çünü sabah gözümü açtığımdan ve kapayana kadar sorunlara, can acımalarına, sitemlere, isteklere maruz kalıyorum. Dinlenebileceğim, yatağımdan başka hiç bir yer yok o yüzden ki sabah ordan çıkmak bu kadar zor geliyor.
Ah bir kapanabilsem, kendimi dünyaya karşı kapatsam kimsenin yeri olmasa benim ve benim içimdekiler dışında o kadar çok birikti ki her şey patlayacağı andan ödüm kopuyor. Her farkettiğim de beni üzen, sinirlendiren kıran bir şey daha var, ben bu diilim. Dısardan görünenle herkesin içerde olanı farklı dedikleri şey değil, ben beni tanımıyorum yeni çıktı bu kadın ortaya özgür olmak için çırpınıp dururken, hiç yerinden kıpırdamayan öylece oturup her şeye dısardan bakan kadın. Önceden hayatı içeriden her şeyiyle yaşarken şimdi hiç bir şeyin önemi olmadığını farkeden kadın aşkların, sevgililerin, kıskançlıkların, birine tutku duymanın bile saçma geldiği zamanlardayım çünkü ben artık kendimi sevmiyorum kaldı ki başkalarını sevebileyim.
Yanımda var olan kişiyi seviyorum belki de, ya da sevgimi bu bilemem ama tek bildiğim beni, kendi içinde kendi gibi yaşayan biri var yani o zaten o benzediğimiz için ya da artık her şey ona da havada gibi geldiği için, o zaman yalnız olmadığımı anlıyorum ama zaten kendimi kapatırken yalnız kalmak istemiyorumki bu öyle bir kapatış değil herkesi duyup, herkesi bilerek kendinden hiç bir şey vermeyerek bir kapanış.
Çünkü benim anlatacağım bir şey yok, artık kalmadı.
Şarap kadehde değil, zihinde bulur rengini...
YanıtlaSilYaldızlar ve yıldızlar karanlıkta ışıldar...
Fakat karanlık, her zaman her şeyi örtmeyebilir.
Şarabî bir lezzet istiyorsan hayatta,
Gün ışığında ışıldayan adamlar seçeceksin sofrana.