28 Haziran 2010 Pazartesi

sabah!

Çok uzun bir aradan sonra ilk defa bu sabah çok sessiz uyandım. Tek başıma ev sessiz, sadece Mai'nin ayaklarıma şikayette bulunurken çıkardığı sesler var!

Dün gece yatarken baktım ki istersem evdeki tüm yastıkları kullanabilirdim, tüm yorganlar, tüm pikeler benim üstümde olabilirdi. Kimse şikayet edemezdi yastığım, yorganım nerde diye çünkü yalnızdım yine yılın belli zamanlarında olduğu gibi, yine benim evim bana geri dönmüştü. Geçen sene kaldığı yerden devam ederek, sadece misafirimle karşıladım bu seneyi birbirlerini sevdiler mi bilmem odam, yemek masam,televizyonum kabullenmiş göründü! Ya bana saygılarından ya da gerçekten o zaten orda hep olması gereken misafirmiş gibiydiler...

Ve bu sabah bu sessiz kalkış uzun zamandır yazmadığımı hatırlattı bana o kadar çok düşünüyorum ki bu sıralar, o kadar çok farkında olduğum anlar var ki hepsini biriktirip bir yere bırakmadığım için kafamda birbirlerinden bağımsız, öylece gezinip durmaktalar o yüzden hiç birinin kolundan tutup bugün buraya seni yazacağım diyemiyorum, öbürü kıskanıp araya çomak sokuyo ama bugün uzun zamandır tek bir konu hakkında düşündüğümü farkettim ve bu konunun arasına diğer kargaşaların çomak,böcek ya da nifak sokamadığını...
O yüzden kolundan tutup buraya yazabilirim onu...

Aşkı, bu ara hep onu düşünüyorum çünkü nasıl soyunduğunu başka bir bedene nasıl girdiğini, girerken uymayan yerlere göre esnediğini, daraldığını, büyüdüğünü,kıvrıldığını gördüm. Değişimi gözlerimle gördüm karşımdaki bedene yerleştiğini, onu izlediğimi bile bile yaptı bunu gözlerimin içine baka baka, bak yine yapıyorum gördün mü, çünkü ben böyleyim sen istemesende, sen hazır olmasanda ben senden bağımsız, özgür, kendi istediğim gibi yerleşirim. İkinizin arasına otururum, istersem de sadece ona ya da istersem sadece sana yerleşirim dedi.

Korktum, korkmak ne kelime ödüm patladı. Yapabileceğim bir şey var mı dedim, sordum insanlara ama herkes yok o yerleşmiş bile dediler. Sonra bana onun gözlerinden baktı, o zaman sakinleştim çünkü unuttuğum bi şey vardı aşk ona göre şekillenirken kendisi de o adama göre şekilleniyodu. Ve gördüğüm gözler sakin olmamı çünkü ben nasıl bakarsam, ne söylersem, ne yaparsam, ne yapmak istersem onu alıp ne kadar saklarsam, ne kadar beklersem o kadar orda olucağını gösterdi ve ben o zaman anladım nasıl sevildiğimi...

Bu sabah farkına vardığım gibi, browni yemeye kalktım ama sadece kalkışabildim, çünkü avuçladım, unuttum avuçalanamıycak kadar yumuşak ve hassas olduğunu, sonra dağıldı. Dağıldığı içinde kızdı bana biliyorum, benim zaten yemeklerle aram hiç bi zaman iyi olmadı. Genelde onlara zarar vermek istemediğim için yemem, ama bu sıralar o kadar çok istiyorum ki fiziksel şiddete bile vardırabiliyorum, yağmalıyorum yemeklerimi, hepsi benim olsun istiyorum!

İşte bende bunu anladım ki bende öyleyim, o yüzden zarar verilerek seviliyorum, yağmalanıyorum, şiddete vardırılıyo beni sevme isteği, o yüzden hepsim isteniliyo!

Şimdi daha anlayışlıyım sırf bunlar yüzünden, bunları düşündüğüm ve anladığım için!

Hiç yorum yok:

Yorum Gönder